Tenis Tarihi
Dünyada tenis:
Bir çok mağara resimleri, hedef oyunları oynayan insanları resmeder. Tarih öncesi yazıtlarda ise insanların birbirlerine top attıkları bazı oyunlardan söz edilir. Bazı kaynaklara göre ilk kez Meksika’da Toltec yerlileri tarafından oynandığı ileri sürülmektedir.
Zaman geçtikçe insanlar ve oynadıkları oyunlar daha gelişti ve karmaşıklaştı. Gerçek tenis bin yıl kadar önceye dayanır. 1874′te Binbaşı Walter Clapton Wingfield bu oyunda zengin olabilme fırsatları sezinledi ve “Sphairistike” ismiyle bu oyunun patentini aldı. Sphairistike Yunanca’da “top” anlamına gelmektedir ve tenis antik çağda Yunanistan, Roma, Mısır, Pers ve Arabistan’da popüler olan handball ile benzerlik göstermektedir. Tenis, ilk sıralarda, topu alıp koşmak şeklinde oynanan bir oyundu. Daha sonra ise 10. yüzyılda oyun Fransa’ya geldiğinde şu andaki gibi kortta oynanmaya başlandı. Fransızlar tenise “Tenez” adını vermişlerdi. “Tenez” Fransızca’da “al ve oyna” manasına gelmektedir. Sonraları Fransızlar tenise “jeu de paume” ya da bir başka deyişle “el sporu” demişlerdir. 13. yüzyılda Fransa’da kralın huzurunda oynanmaya başladı. Fransa’nın dışında ise tenis, kraliyet ailesine özgü bir oyun olarak biliniyordu.
Daha sonra İngiltere’ye ulaştı ve orada “caitchspeel” adını aldı . Windsor Şatosu’nun surları civarında ve birçok asil İngiliz ailelerinin konaklarının yakınlarında mutlaka bir tenis kortu bulunurdu. İngiltere’de bu gelenek ilk kez 8. Henry ile başlamıştı. Ancak oyun el ile oynanıyordu ve zamanla oyun taktikleri kuvvete dayandığında top eli incitmeye başladı. Oyuncular ellerini sarmaya başladılar, fakat bu da yeterince koruma sağlamayınca İngiltere’de şu andakine daha yakın bir şekilde tahtadan yapılmış raketler kullanılmaya başlandı. Bu raketler acıyı hafiflettikleri gibi, toptan ele aktarılan titreşimi de bozdular ve elediler. 1500lere gelindiğinde oyun daha da geliştirilmiş bir durumdaydı.
Bilinen ilk tenis kitabı, Trattato del Givoco della Palla di Messer (Top Oyunun Prensipleri Üzerine), Antonio Scaino da Salo tarafından 1555 yılında Venedik’te yazıldı. Aynı kişi 1542 yılında, 1970lerde görülen raketlere benzer ilk telli raketi yapmıştı. Tenis 18.yüzyılda bazı değişikliklere uğradı. İlk dönemde 1 günün 24 saat olmasından esinlenerek 24 oyundan oluşan tenis maçları, önce 12, sonraları 6 oyunlu 3 dizi üzerinden oynandı. Sayılar ise günün 24 saatinden bir saati dörde bölerek 15,30,40,60 çerçevesine oturtuldu. Ama 40′tan sonra oyun demek adet oldu. Sayı sistemindeki değişiklikler 19.yüzyılda tamamlandı.
1858 yılında Birmingham’da (İngiltere) iki kişi ilk tenis kortunu kurdu. Bu tenis kortu 2.13 metrelik bir korttu ve ortadan ikiye ayrılmıştı . Böylece tenis şu andaki çehresine yavaş yavaş kavuşmaya başlamıştı. 1872′de Binbaşı Harry Gem ve Augurio Pereira’nın Leamington Spa bölgesinde kurduğu kulüp ise tarihin ilk tenis kulübü olarak bilinir.
Tenis 1874′te Amerika’ya ulaştı. 1870lerin sonunda tenis Avusturalya’ya kadar ulaşmıştı. 1896′da ise tenis olimpiyat oyunlarının orijinal oyunlarından biri haline gelmişti.Binbaşı Wingfield’in promosyon aktivitelerinden sonra çim tenisi çiçek açmaya başladı. Fakat oyun kuralları ve sahası için belirli bir standart yoktu. İlk tenis turnuvası 1877 yılında Wimbledon’da düzenlendi. Turnuva komitesi kuralların ihtiyacı karşılamadığına karar verdi ve dönemin kriket kulübünün üç üyesine (Messrs Julian Marshall,Henry Jones,C.G.Hethcote) kuralları belirleme ve düzenleme görevi verdi. Bu kişiler görevlerini o kadar iyi yaptılar ki, koydukları kurallar hala temel olarak kullanımdadır.
1883′te tenis kortunun boyutlarına standart ölçüler getirildi. İlk uluslararası maç, 1883 Temmuzunda Amerikalı Clark kardeşler ile İngiliz ikizler Renshawlar arasında oldu. Bayanlar arasında ilk yarışma 1884′te yapıldı. Kadın ve erkeğin aynı anda oynayabildiği nadir oyunlardan olduğu için Çim Tenisi kısa sürede popüler oldu. Sadece çim üzerinde değil her türlü yüzeyde ve kapalı alanlarda da oynandı. Bu yüzden 1970lere kadar oynandığı yüzey ne olursa olsun bu oyunun ismi Çim Tenisi olarak kaldı. 1970lerde ülkeler çim kelimesini atarak kısaca tenis demeye başlasalar bile Uluslararası Tenis Federasyonu oyunun ismini 1977 yılına kadar değiştirmedi. İngiltere Tenis Federasyonu kendine hala Çim Tenis Birliği demektedir.
Günümüzün önemli turnuvaları; bayanlarda, ilki 1923 ‘de düzenlenen ve İngiltere-ABD arasında oynanan Whitman Kupası, ayrıca Grand Slam olarak bilinen ( İngiltere, ABD, Fransa ve Avustralya ) Açık Tenis turnuvalarıdır.
Florida’da bulunan ve 1960larda Amerikalı tenisçi Jack Kramer’in öncülüğünde kurulan ATP ” Association of Tennis Professional ” profesyonel tenis birliğinin onayıyla düzenlenir.
ATP turnuvaları üç ana kategoriye ayrılır:
1- Grand Slam Turnuvaları
2- Şampiyona ve Dünya serileri
3- Challenger’lar (TED OPEN gibi)
Bu turnuvalarda oyuncular puan ve para ödülü kazanırlar.
Türkiyede tenis:
Tenis Türkiye’de 1900′lü yıllarda, İngiliz diplomatlar aracılığıyla tanıtıldı. 1905′te İzmir, Bornova ve Karşıyaka’da İngilizler arasında tenis oynanıyordu. Türklerin ilk tenis oynadıkları tarih ise 1915 oldu. Bu tarihten itibaren Amerikan kolejlerinde tenis oynanmaya başlandı. Fenerbahçe’de tenis kulübünün kurulmasıyla Fuat Hüsnü Kayacan ilk Türk tenis hareketini başlattı.
Tenisçilerimizin uluslararası alanda ilk kez katıldıkları 1930 Balkan şampiyonasında, çiftlerde Sedat Erkoğlu-Vahram Şirinyan 1. oldular. 1942′de ” Tenis, Eskrim, Dağcılık ” (TED) kulübünün Muhterem Sökmen, Avni Şaşa, Cihat Tegin, Mecdi Serdengeçti, Rıza Arseven, Memduh Moran gibi isimlerin öncülüğünde kurulmasıyla birlikte Türk tenisinde yeni atılımlar gerçekleşti. 1923 yılında TİCİ’nin bünyesinde kurulan Tenis Federasyonu’nun ilk başkanlığına Server Bey getirildi. 1939′da bağımsız olan federasyonun başkanlığını Kerim Bükey üstlendi. Türk milli takımı, Davis kupasına ilk kez 1948 yılında katıldı ve ülkemizde oynanan karşılaşmada Yugoslavya’ya 5-0 mağlup oldu.
Bundan sonra uzun süre Davis kupasında tur geçemeyen takımımız ilk galibiyetini 1974′de Lübnan’ı 3-2 yenerek aldı. 1980 yılında İzmir’de yapılan İslam Oyunları’nda tek bayanlarda Tevfika Celaloğlu, çift bayanlarda Tevfika Celaloğlu- Emel Erdem çifti ve karışıkta Tevfika Celaloğlu ile Kemal Ambar çiftinin şampiyonlukları Türk tenisinin en önemli başarıları arasında yer aldı.
Türkiye Deplasmanlı Tenis Ligi karşılaşmaları, iki kademede oynanmaktadır. İlk kademede gruplarında ilk iki sırada yer alan kulüpler, playoff’ta şampiyonluk için mücadele ederler. Erkekler birinci liginde 8 takım iki grup (A grubu, B grubu) halinde karşılaşırlar. Erkekler liginde takımlarda beşer, bayanlarda ise dörder tenisçi bulunur. Erkeklerde 5 tek, 2 çift; bayanlarda 4 tek, 1 çift maçları oynanır. Her takımın birer yabancı tenisçi oynatma hakkı vardır.